Müzayedemizde bulunan tüm eserlere 20 Ekim Cuma Saat 21:00'a kadar online pey verebilirsiniz.
Ürünleri randevu alarak müzayede salonumuzda görebilirsiniz.
Aynı gün saat 21:03 itibariyle sitemiz üzerinden "Canlı Müzayede" başlayacak ve her eser 25 saniye ara ile nihai olarak sonuçlanacaktır.
YENİ ÜYELERİMİZİN DİKKATİNE: Müzayedemize pey verebilmek için adresinizi ve TC Kimlik numaranızı yazdığınızdan emin olunuz.
Komisyon Oranı %20+KDV'dir. Kitaplarda KDV oranı %0 ,Harita ve Gravürlerde KDV oranı %20 dir.
Ödeme Süresi Müzayede bitiminden itibaren 7 iş günüdür.
[Marguerite Pilon-Fleury], Romance of a Harem, Greening & Co, London, tarihsiz [c 1920] (2. baskı). Çift renk başlık s, 271, [5] s [yayıncı ilanı], 18 x 11.5 cm, yayıncısının bez cildinde. Fransızca’dan Çeviren: Clarence Forestier-Walker. Kitabın orijinali Dans l'Ombre du Harem başlığı ile basılmıştır. Yazar henüz küçük bir çocuk iken babası Fransız hükümeti tarafından bir görev için Sultan’ın hizmetine gönderilir. Bu Fransız beyefendisi ve ailesi Sultan’da çok derin bir saygı uyandırır. Yazar burada bulundukları süre içerisinde Türkçe’yi anne ve babasından öğrenir ve evlilik öncesi zamanda dönemin önde gelen Türk ailelerini ziyaret etmek suretiyle o güne karşı Avrupa halkının hakkında çok az şey bildiği ihtişamlı ve bir o kadar da özel harem hayatı hakkında son derece samimi bilgiler edinme fırsatı bulur. Halka sunulan bu harem romantizminin gerçekliği bizzat içerisinde büyük rolü bulunan Prens Halim’in çocukları tarafından da onaylanmıştır. Kitabın 1. İngilizce baskısı 1901 tarihlidir.
Share
Ask a question
Ask a question
+18! Osmanlılarda tıp, eczacılık ve cinsel hayat
[Osmanlılarda tıp, eczacılık ve cinsel hayat] Bernhard Stern, the Scented Garden. Anthropology of Sex Life in the Levant, American Ethnological Press, New York, 1934. xii, [1], [-15] 443 s, metin içinde birçok fotoğraf, 23 x 16 cm, yayıncısının desenli bez cildinde. Orijinali Medizin, Aberglaube und Geschlechtsleben in Der Türkei (Berlin, 1903) başlığıyla yayınlanan Almanca kitabın David Berger tarafından yapılan İngilizce çevirisi. Önceden abone olanlara dağıtılmak üzere 600 nüsha olarak yapılan baskının 188 №’lusu. Bu eser Osmanlı’daki cinsel hayatı tüm yönleriyle ele alan en temel araştırmadır. İslamiyet’te evlilik kurumu, Müslümanlıkta eşlerin hak ve ödevleri, boşanma, Osmanlı sultanlarının düğünleri ve evlilikleri, Osmanlı haremindeki kadınların siyaset üzerindeki etkileri, Osmanlı Türklerinin düğün âdetleri, gelin ile damadın sahip olması gereken özellikler, cinsel saplantılar, İstanbul’daki genelevler, Osmanlı sarayındaki haremağaları, doğum, bebek ve çocuk yetiştirme âdetleri ve sünnet gibi son derece ilginç ve daha önce araştırılmamış konular Ortadoğu kadınlarının nü fotoğraflarıyla zenginleştirilerek sunulmaktadır. Dinî metinlerden de hareket ederek Ortadoğu’daki kadın-erkek ilişkilerine ışık tutmaya çalışan yazar aşk ve çekicilik, baştan çıkarma, evlilik, sadakat, fahişelik, doğum ve emzirmeye kadar cinsel kültüre ilişkin birçok konuyu, özellikle İslam dünyası, Müslüman’ın evliliğe ve cinselliğe ilişkin ilmihali ve Osmanlı padişahlarının evliliklerini ve haremiyle ilgili tüm detaylara girerek ele almaktadır. Bernhard Stern’in kitabı Osmanlı’da tıp, saray hekimliği ve eczacılık ile başlar. Hastaneler, akıl hastaneleri, sahte hekimler, göz, epilipsi ve akıl sağlığı uzmanı Osmanlı hekimleri, berber ve dişhekimleri ele alındıktan sonra, Osmanlı’da evlilik, cinsel hayat ve cinsel hastalıklara geniş yer verilen bölümler gelir. Konusundaki ilk ve tek kaynaktır.
Share
Ask a question
Ask a question
[Daily Telegraph muhabiri Lüleburgaz’da Türklerin düşmanla savaşına tanık oluyor] Ellis Ashmead Bartlett, with the Turks in Thrace, George H. Doran Company, New York, MCMXIII [1913]. x, 335 s, 32 levhada 35 resim, metin sonunda 1 renkli katlanır harita, indeks, 23 x 15 cm, bez cildinde.
Lüleburgaz’da Türklerin düşmanla savaşına tanık olan Daily Telegraph muhabirinin gözünden Türklerin Rumeli’ye vedası. Balkan Harbi, ülkenin Rumeli'ndeki topraklarını kaybetmesi ve neredeyse Avrupa kıtası ile bağlantısının kalmaması noktasına gelmesi itibariyle önemli bir kırılma noktasıdır. 20. yüzyılın ilk döneminin önemli savaş muhabirlerinden olan Ellis Ashmead-Bartlett, Balkan Harbi'ni yerinde ve Osmanlı ordusu tarafından gözlemlemek üzere ülkemize gelmiş bir gazetecidir. Bu kitap, onun savaş boyunca aldığı notlar ve yaşadıklarını içeren, o günleri anlamamıza ışık tutacak nitelikte önemli bir hâtırattır "Daily Telegraph" gazetesinin özel muhabiri olan E. Ashmead-Bartlett tarafından, kardeşinin de katkılarıyla yazılan yukarıdaki kitap, iki kardeşin Trakya'da Türk ordusu ile birlikte Lüleburgaz muharebesi ve müteakiben Çatalca'ya geri çekilme sürecinde geçirdikleri zor günlerin tanıklığıdır. Kitapta, yazarın Kont Ostrorog ve Gazi Muhtar Paşa ile yaptığı görüşmeler, İstanbul izlenimleri, Türklerin askerî tarihleri, yeni orduları, Çatalca'da patlak veren ve İstanbul'a yayılan kolera salgını gibi konular ele alınmıştır. Son bölümde Ashmead-Bartlett'in Türkiye'nin geleceği hakkındaki değerlendirme ve kehanetleri yer almaktadır.
Share
Ask a question
Ask a question
İstanbul üzerine çok nadir bir seyahatname
İstanbul üzerine çok nadir bir seyahatname] [Antoine François] Andreossy, Constantinople et le Bosphore de Thrace, Benjamin Duprad, R. Merlin, Paris, MDCCCXLI [1841]. xliii, 525, [1] s, 22 x 13 cm, deri cildinde. Antoine François Andreossy (1761-1828) Fransız diplomatı ve gezginidir. 17. yüzyılın başında İtalya’nın Lucca kentinden Fransa’nın güneyine göç etmiş soylu bir aileden geliyordu. 1781’de Metz’deki topçu okulunu bitirdi. 1798’de Napoleon Bonaparte’nin Mısır seferine katıldı ve Fransız’ların Kahire’de kurdukları enstitünün matematik bölümünün başına getirildi. Fransa’ya Napoleon’un kurmay başkanı olarak dönen Andreossy bir süre sonra generalliğe yükseldi ve 1802’de Londra elçiliğine atandı. 1803-1808 arasında Viyana’da elçilik yaptı. 26 Mayıs 1812’de de Fransa’nın İstanbul elçiliğine getirildi. Görevi Napoleon’un Rusya seferi boyunca Osmanlı Devleti’nin Fransa’ya karşı bir ittifaka girmesini önlemekti. Bu görevini başarıyla yerine getirdi ama Napoleon’un yenilgisi ve iktidardan uzaklaştırılması üzerine 13 Ağustos 1814’te elçilikten alındı. Andreossy İstanbul’da bulunduğu sürede İstanbul Boğazı’nın haritasını çıkardı ve kentteki su tesisleriyle yakından ilgilendi. Fransa’ya döndükten sonrs İstanbul ve çevresiyle ilgili daha çok gözlemlerine dayanan müzayedemizde sunulan kitap ile Constantinople et le Bosphore de Thrace (Paris, 1828) isimli eserleri yayınladı. Özellikle yapıların tekniğine ilgi gösteren Andreossy, İstanbul’un suyollarına, kemerlere ve bentlere önem verir. Andreossy, su, su yolları, boğazlar, denizler ve bunların oluşumlarına özel bir ilgi duyarak bu alanlarda ciddi akademik araştırmalar yapmıştır. Andreossy'nin bu eseri, özellikle İstanbul'un su sistemi üzerine yapılmış olan çok önemli bir araştırmadır. Eser esas olarak üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde Osmanlı Sultanları, Osmanlı Sarayı ve sarayın görevlileri, Osmanlı yönetim yapısı, Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması, Halifelik, Vahabilik, dervişler, cami ve mescidler, kölelik müessesesi, kamu güvenliği, yangınlar, salgın hastalıklar gibi konular ayrı başlıkların altında işlenmektedir. İkinci bölümde Boğaziçi'nin oluşumu hakkındaki eski ve yeni görüşler, Boğaziçi'nin jeolojik oluşumu, tektonik özellikleri, İstanbul Limanı'nın topoğrafik durumu, Kağıthane ve çevresi, barometrik ölçülerin yardımıyla Boğaziçi ve çevresinin yükseklik ölçüleri, Boğaziçi'de bulunan kayaçların özellikleri, Boğaziçi’nin akıntıları, İstanbul limanı, Yuşa dağı, Rumelifeneri ve çevresi, flora, hayvan ve balıklar anlatılmaktadır. Üçüncü bölümde ise İstanbul'un su temini ve dağıtım sistemi bütün ayrıntıları ile araştırılmaktadır. Su yolları ve yapılış prensipleri, su kemerleri, su terazileri, suyolcular ve eski sarnıçlar gibi her biri Roma'dan Osmanlı Türklerine kadar uygarlık tarihinin aşamalarının somut örnekleri olan eserler hakkında ayrıntılı bilgiler vermektedir. Yazarın Voyage a l’Embouchure de la Mer-Noire, ou Essai le Bosphore et la Partie du Delta de Thrace comprenant le systême de aux qui Abreuvent Constantinople, précédé de Considérations générales sur la Géographie-physique (Paris, 1818) başlıklı bir kitabı daha vardır. Atabey 21
Share
Ask a question
Ask a question
19. yüzyılın 2. yarısının İstanbul’unu en iyi tanıtan seyahatnamelerden biri (2 cilt)] Edmondo de Amicis, Constantinople, The International Press, The John C. Winston Co, Philadelphia, 1896. 2 cilt: 303 s, 25 fotogravür; 309 s, 25 fotogravür, metin sonunda 1 renkli katlanır harita, 20.5 x 13.5 cm, şömizli bez ciltlerinde. İngilizce’ye çeviren: Maria Hornor Lansdale. İstanbul üzerine seyahatnameler arasında önemli bir yer tutan, canlı ve renkli üslubuyla geçen asrın İstanbul’u için zengin bilgiler veren, birçok dile çevrilen ve defalarca basılan kitabın 1896 tarihli baskısı sunulmaktadır. Edmondo de Amicis (1846-1908), orijinali Cuore (Milano, 1886) adıyla basılan Çocuk Kalbi isimli çocuk kitabıyla ünlenen İtalyan yazarıdır. 1875 ile 1876 arasında ressam Cesare Biseo ile birlikte İstanbul’a gelmiştir. İlk baskısı Costantinopoli adıyla (Milano, 1877-1878) basılan kitap büyük ilgi görerek birçok Avrupa diline çevrildi. İstanbul’a 28 yaşındayken büyük bir heyecanla gelen Amicis şehirde görüp yaşadıklarını canlı ve renkli üslubuyla okuyucuya aktarır. Neyle ilgileneceğini ve nasıl ilgi çekeceğini bilen, baktığı şeyi gören ve gösterebilen bir sanatkârdır. Girişte kenti denizden görmenin heyecanını anlatan Amicis, şehrin dış ve iç görünüşü arasındaki tezatlara değinir. Beyoğlu’ndaki kozmopolit hava, köprü üstündeki kalabalıklar ve buna karşılık kentin eski kesimindeki (surçi) durgunluk uzun uzun anlatılır. Bilinen yerlerin dışında, geniş yolları, büyük binaları ve villaları ile Pancaldi (Pangaltı) gibi yeni yeni gelişen semtleri gezer. Tatavla’yı (Kurtuluş), Kasımpaşa’yı, Okmeydanı’nı, bir Yahudi mahallesi olan Hasköy’ü ve Sütlüce’yi anlatır. Kapalıçarşı’da satılan mallar hakkında da ilginç bilgiler veren Amicis gelecekte İstanbul’un batılılaşıp eski havasını kaybedeceğini hayal eder. Dolmabahçe ve Çırağan saraylarını, Üsküdar’ı gezen yazar, tüm gezginlerin durağı olan Galata Mevlevîhanesi ve Rıfaî Âsitanesi’ndeki âyinleri de seyrettikten sonra kentten ayrılır. Amicis 19. yüzyılın ikinci yarısının İstanbul’unu dünyaya en iyi tanıtan gezginleden biridir.
Share
Ask a question
Ask a question
H[enry]. C[harles]. Seppings Wright, Two Years Under the Crescent, James Nisbet, London, 1913. viii, [2], 308, [2] [yayıncı ilanı] s. metin dışında bazıları renkli 30 levha, 22.5 x 14.5 cm, yayıncısının desenli bez cildinde.
Share
Ask a question
Ask a question
Ignaz Kunos, Das Türkische Volksschauspiel, Orta Ojnu, gesammelt, mit einleitung versehen, ins deutsche übertragen und mit illustrationen herausgegeben, Rudolf Haupt, Leipzig, 1908. 142, [4] s. (Resimli) ve metin içinde birçok numarasız resim. 24 x 16 cm, kağıt kapağında. Bir Türk Halk Seyirlik Oyunu olan Orta Oyunu üzerine yapılmış olan temel çalışmalardan biri. Kúnos, ortaoyunu hakkında yazdığı bu kitapta karagöz oyunları hakkında da önemli bilgiler verir. Kúnos, Joseph Horovitz’in Spuren der Griechischen Mimen im Orient (Yunanlı mimlerin doğudaki izleri) adlı çalışmasına dayanarak Türk gölge oyununun antik Yunan mimuslarına dayandığını ileri sürmekte ve gölge oyununun geleneksel Türk seyirlik oyunları ile Yunan mimuslarının etkileşmesinden oluşup geliştiğini ileri sürer. Kúnos’a göre, Karagöz ve Hacivat dışında diğer sosyal dinî ve etnik grupların temsilcilerinin de (örneğin Ermeni, Rum, Yahudi) gölge oyununda yer almaları, Türk gölge oyunun oluşmasında Yunan mimuslarının etkisini gösterir. Diğer taraftan Türk seyirlik oyunlarında olan meddah ve medahlığın hikâye anlatma üslubunun da karagözün oluşmasında rol oynadığına işaret eden Kúnos, gölge oyunu ile ortaoyunu geleneklerinin karşılıklı olarak birbirini çok etkilediklediklerini, bu nedenle her iki türün biri birine çok benzediği kanısındadır. Kúnos’a göre, karagöz ve ortaoyununda ortak figürlerin bulunması, türler arasındaki karşılıkı etkileşimin kanıtıdır. Kúnos, Türk gölge oyununun tarihi ile ilgili bilgileri Evliya Çelebi’nin Seyahatnâme’sinden aldığını yazar. Kúnos’a göre, Türk gölge oyununun tarihinde Hasanzâde Murad’ın önemli bir kişi olduğunu, onun karagöz oyunlarına birçok yenilik getirdiğini belirtiyor: Örneğin seyirciye ayrılan mekanın bir kısmını bir perde ile kapatmak suretiyle oyunun kadınlar tarafından da seyredilmesine imkân tanımıştır. Ayrıca Hasanzâde Murad yeni roller yanısıra oyunlara tasavvufun bazı öğretilerini de katmıştı.her iki türün biri birine çok benzediği kanısındadır. Kúnos’a göre, karagöz ve ortaoyununda ortak figürlerin bulunması, türler arasındaki karşılıkı etkileşimin kanıtıdır. Kúnos, Türk gölge oyununun tarihi ile ilgili bilgileri Evliya Çelebi’nin Seyahatnâme’sinden aldığını yazar. Kúnos’a göre, Türk gölge oyununun tarihinde Hasanzâde Murad’ın önemli bir kişi olduğunu, onun karagöz oyunlarına birçok yenilik getirdiğini belirtiyor: Örneğin seyirciye ayrılan mekanın bir kısmını bir perde ile kapatmak suretiyle oyunun kadınlar tarafından da seyredilmesine imkân tanımıştır. Ayrıca Hasanzâde Murad yeni roller yanısıra oyunlara tasavvufun bazı öğretilerini de katmıştı. Bu eser müstakil kitap olarak yayımlananmadan önce Keleti Szemle: Revue Orientale, C. 8, 1907 içinde de yayımlanmıştır.
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question