• Müzayede Kataloğu (PDF)
  • Vazgeç
    Filtrele
Filtrele

5.MÜZAYEDE "Nadir Kitaplar, Gravürler, Haritalar"

Müzayedemizde bulunan tüm eserlere 23 Ağustos Cuma Saat 21:00'a kadar online pey verebilirsiniz.

Ürünleri randevu alarak müzayede salonumuzda görebilirsiniz.

Aynı gün saat 21:03 itibariyle sitemiz üzerinden "Canlı Müzayede" başlayacak ve her eser 25 saniye ara ile nihai olarak sonuçlanacaktır.

YENİ ÜYELERİMİZİN DİKKATİNE: Müzayedemize pey verebilmek için adresinizi ve TC Kimlik numaranızı yazdığınızdan emin olunuz.

Komisyon Oranı %18+KDV'dir. Kitaplarda KDV oranı %0 ,Harita ve Gravürlerde KDV oranı %20 dir.
Ödeme Süresi Müzayede bitiminden itibaren 7 iş günüdür.

Currency Converter:
Lot: 201 » Nadir Kitaplar

168 Yıl Önce Basılmış Bir Apartma Kitap

Moses Edrehi, History of the Capital of Asia and the Turks: Together with an Account of the Domestic Manners of the Turks in Turkey, Reprinted for Isaac Edrehi, Boston, 5618 (1855) (ilk ve tek baskı). 3+1 cilt: başlık s önünde pelür kağıdı ile korunmuş 1 sepya taşbaskı levha (Isaac Edrehi), 140 s, metin dışında pelür kağıdı ile korunmuş 1 sepya taşbaskı levha (Mısırçarşısı) ; başlık s önünde pelür kağıdı ile korunmuş 1 sepya taşbaskı levha (Dolmabahçe), 147 s ; başlık s önünde pelür kağıdı ile korunmuş 1 sepya taşbaskı levha (Sultan Mahomed Shahs Mausoleum in Bejapore), 148 s, metin dışında pelür kağıdı ile korunmuş 3 sepya taşbaskı levha (Exhibition Bazar of Armory ; Front of Brussa City, Asia ; The Syrian Hospital), başlık s önünde pelür kağıdı ile korunmuş 1 çelik baskı gravür (Revd. Dr. M. Edrehi), 159, [3] s, 24 x 14 cm, sayfa kenarları yaldızlı, yan sayfaları ebrulu, sırtı tümsekli, modern deri cildinde. Müzayedeye sunulan kitap, Three Years in Constantinople or Domestic Manners of the Turks in 1844 (London, 1845, 3 cilt), isimli eserin ‘apartılmış’ baskısı olup eserin gerçek yazarı Moses Edrehi değil Charles White’tır. Three Years in Constantinople, İstanbul üzerine yazılmış en önemli seyahatnamelerden biridir. 1841 yılında İstanbul’a gelen ve üç yıl kalan Charles White (1793-1861) kitabında imparatorluğun başkentiyle ilgili son derece değerli bilgiler aktarmaktadır. Kitaptaki bilgilerin çeşitliliğinden, White’ın İstanbul hayatının çok farklı yönlerini derinlemesine gözlemlediğini görüyoruz. Toplumun değişik kesimlerinden birçok ileri gelen kişiyle görüşerek, gözlemlediği olayların mekanlarında bizzat bulunarak doğruluğu sınanmış bilgilere yer vermiştir. Kitapta ele alınan konuların çeşitliliği şaşırtıcı düzeydedir. Bedesten, çarşı-pazar, kahvehaneler, su şebekesi, kemerler, kütüphaneler, sahhaflar gibi konulardan tutun terlikçi, çorapçı, tütüncü, kürkçü, tülbentçi, helvacı fesçi esnafına, atık su sisteminden, tüketilen deniz kabuklularına, balık isimleri ve İstanbul florasından, Türk mutfağına kadar bir yabancının aklına takılabilecek, merakını uyandırabilecek her şeyi inceleyen bu eser bu bakımdan tam bir folklor hazinesidir. Charles White yedi kadar esere imzasını atmış, ülkede bulunduğu dönemde Morning Chronicle gazetesinin İstanbul muhabirliğini yapmış, Türk dostu bir İngiliz subayıdır. İstanbul’da bulunduğu sırada rütbesi albaydı. Eserini yazarken Ahmed Vefik Efendi’den büyük yardım görmüş, Türklerin ve Müslümanların hayatıyla ilgili bir Avrupalının ulaşamayacağı bilgilere ulaştı. Bu kitabın 3 ciltlik bir Almanca baskısı (Stuttgart, 1846) da vardır. Kitabın son bölümünde M. Edrehi’nin kaleminden çıkmış An Historical Account of the Ten Tribes başlıklı ayrı bir eser daha mevcuttur. Bu eser İsrail’in kayıp on kabilesi hakkındadır. Blackmer 1789, Atabey 1331

Detaylar
Lot: 203 » Nadir Kitaplar

Hoş Cildinde Çok Aranan Bir İstanbul Seyahatnamesi

H[arrison]. G[riswold]. Dwight, Constantinople Old and New, Charles Scribner’s Sons, New York, 1915. xxi, 567 s, metin içinde 150 fotoğraf, 23.5 x 16 cm, lüks deri cildinde. Bu kitap birçok önemli özelliğin bilinçli bir kompozisyonudur. 16 bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde çarşılarıyla, pazarlarıyla, hamamlarıyla satıcılarıyla, Péra, Haliç, Köprü, Mısır Çarşısı, sokakları süsleyen asmalar, mor salkımlar ve akasyalarıyla İstanbul tanıtılmıştır. Bu bölümde İstanbul kahvehaneleri, kahvenin ülkeye gelişinden başlayarak, eski yazarların ona school of knowledge (mekteb-i irfan) demelerindeki hikmetin açıklanması, kahvenin mekânı, kahvehaneye giriş, çıkış, kahve ısmarlama, gün içindeki işlerliği, tavla ve kağıt oyunları, kahve, nargile, çay ve su içmenin adabı, kahvehane erkânı, kahveye giren bir yaşlıya ayağa kalkarak saygı gösterilmesi ve baş köşeye oturtulması, kahvehanenin haberleşme ve dertleşme fonksiyonlarının yanı sıra son zamanlarda eski esnaf locası fonksiyonunu da üstlenmesi gibi sosyal, etnik, ekonomik ve kültürel yönleriyle Osmanlı medeniyetinin bir unsuru olarak bağımsız bir inceleme sayılabilecek kadar geniş bir biçimde anlatılmıştır. Sonrasında sırası ile Cami Avluları, Eski İstanbul, Altın Boynuz, Muhteşem Cemaat, Altın Şehir, Boğaz’ın Bahçeleri, Ramazan Ayı, Müslümanların Dinî Bayramları, Geçit Törenleri, Rumların Bayramları, Çeşmeler, Bir Türk Köyü, 1908 Devrimi, İstanbul’un Alınması 1908 ve Savaş Dönemi 1912-1913 başlıklı bölümler sıralanmakfadır. Bağımsız bölümler halinde Müslümanların ve Rumların bayramlarını, törenlerini, ziyafetlerini yazan yazar, mermer üzerine oyulmuş meyva tabağı, çiçek buketleri gibi naif motiflerle süslenmiş hoş selsebilleri, çeşmeleri, havuzların ayrıntılarını başka hiçbir yerde yayınlanmamış fotoğrafların eşliğinde tanıtmaktadır. Çoğu hiçbir yerde basılmamış 150 fotoğrafa yer veren eserin sonuna bir de İstanbul bibliyografyası eklenmiştir. Amerikan anlayışına göre oldukça ilkel olarak tanımladığı İstanbul evlerini ve evlerin numarasız oluşunu sokaklara isim verilmeyişini buna rağmen bir adres sorununun yaşanmamasını şaşkın bir ifadeyle aktaran yazar İstanbul’un özellikle günlük yaşamı üzerine yoğunlaşmıştır. Dwight İstanbul’da ramazanı “Güneşin gökyüzünde olduğu sürece gerçek müminlerin dudakları arasından hiçbir yiyecek veya içecek maddesi geçmez. Bir sigaranın tatlı avuntusuna bile müsade edilmez. Ancak batışını haber veren topun ateşlenmesinden bir beyaz saç telinin siyahından ayırt edilebildiği aydınlığa kadar yiyip içilir” sözleriyle anlatıyor. Kitabın sonuna, Masters of Constantinople (İstanbul’un sahipleri) başlığı altında Megaralı Bizas’tan Osmanlı döneminin sonuna kadar şehirde hüküm sürmüş hükümdarların isimlerinin verildiği bir bölüm eklenmiştir. Sonrasında A Constantinople book-shelf (İstanbul kitap rafı) adı altında İstanbul ile ilgili 175 kitabın künyesinin verildiği bir bibliyografya eklenmiştir. Harrison Griswold Dwight (1890-1959) İstanbul’da doğmuştu. Babası bir misyonerdi. Robert College’de ve Amherst College’de tahsil gördü. Versailles’de Savaş Konseyi’nde çevirmenlik, Paris Barış Konferansı’nda sekreterlik yaptı. Devlet Bakanlığı’nda protokol görevlisi olarak çalıştı. Eserleri arasında Constantinople, Old and New (1915), Stamboul Nights (1916), Persian Miniatures (1917), the Emperor of Elam and Other Stories (1930) isimli kitaplar bulunmaktadır. Ülkemizi ilgilendiren iki eserinden yalnızca Stamboul Nights’ın Türkçe çevirisi yayınlanmıştır (İstanbul Geceleri, Ankara, 1998).

Detaylar
Lot: 205 » Nadir Kitaplar

İzmirli James Morier’in Nadir Seyahatnamesi

James [Justinian] Morier, A Journey through Persia, Armenia, and Asia Minor, to Constantinople, in the years 1808 and 1809 ; in which is included, some account of the proceedings of His Majesty's Mission, under Sir Harford Jones, Longman, Hurst, Rees, Orme, and Brown, London, 1812 (1. baskı). xvi, 438, [4] s, metin dışında 25 gravür, 3 katlanır harita, indeks, 30 x 24 cm, döneminin yan sayfaları ebrulu, sırtı yakın zamanda yenilenmiş döneminin deri cildinde. James Morier (1780-1849) İzmir’de doğmuş İngiliz diplomattır. İran’da bulunan Qajar hanedanı ile ilgili romanlar yazmıştır. Bunların en önemlisi “Hajji Baba” serisidir. İngiltere’de aldığı eğitimin ardından 1799-1806 tarihleri arasında babasının İzmir’deki işinde çalışmıştır. 1808-1809 arasında İran üzerinden Ermenistan, Anadolu ve İstanbul’a yaptığı yolculuk sırasında edindiği deneyim ve anılarını müzayedemizde sunulan kitapta anlatmıştır. 1809’da İran Elçisi Mirza Abul Hasan’a İngiltere’ye kadar eşlik etmiş, 1809’da İran’a geri dönerek buradaki ilk İngiliz büyükelçisi olmuştur. Morier, İngiltere’ye döndükten sonra A Second Journey through Persia to Constantinople between the years 1810 and 1816 adlı kitabını yayımlamıştır. İngiltere’nin özel temsilcisinin sekreteri olarak İran Şahı’nın sarayında çalışmış, diplomatik görevi sırasında edindiği izlenimlere ve gezi gözlemlerine dayanan Doğu hayatı ve alışkanlıkları hakkındaki bilgisini pek çok eser yazarak ortaya koymuştur. İlk seyahatnamesi müzayedemizde sunulan kitaptır. Kitapta Tabriz to Arz-roum, Arz-roum to Amasia ve Amasia to Constantinople başlıklı bölümler (s 292-362) Türkiye ile ilgilidir. Altı yıl sonra basılan A Second Journey through Persia, Armenia, and Asia Minor to Constantinople between the years 1810 and 1816 (London, 1818) başlıklı bir seyahatnamesi daha vardır. Atabey 836
Kitabın tamamı 19 bölüm olup ilk dört bölüm yazarın Buşehr’deki deneyimlerini içerir. Beşinci bölümde yazarın Buşehr’den Şiraz’a yolculuğu yer almaktadır. Altıncı bölüm Şiraz’a ayrılmış olup yedinci bölüm yazarın Şiraz’dan Persepolis’e, sekizinci bölüm Persepolis’ten Isfahan’a yolculuğuna ait izlenimlerine anlatılmaktadır. 10. bölüm yazarın Isfahan’dan Tahran’a olan yolculuğuyla ilgilidir. 11 ve 13 bölümler tümüyle Tahran’daki diplomatik faaliyetleri ve diğer gözlemlerinden oluşmaktadır. 14. bölüm yazarın Tahran’dan Tebriz’e geçişine, 15. bölüm Tebriz’deki tecrübelerine dair aktarımlarının kaydını tutmaktadır. 16. bölüm yazarın Tebriz’den Erzurum’a, 17. bölüm Erzurum’dan Amasya’ya, 18. bölüm Amasya’dan İstanbul’a seyahatini içerir. 19. bölüm genel bir değerlendirmenin yapıldığı değerlendirme bölümüdür. Kitapta ayrıca Arap korsanları, Sasanî imparatoru Şapur ve notlara ayrılan kısımlar vardır. Apendiks kısmında İran parası, İran’a giden güzergâhlar, meteorolojik olaylar hakkında üç başlık vardır.

Yazar seyahatlerinin sadece Bombay-İstanbul kısmını kaleme aldığını, İngiltere’den Hindistan’a ve İstanbul’dan İngiltere’ye olan deniz yolculuklarının hâlihazırda bilindiğini ve bu yüzden yeni notlara gerek duymadığını söylemiştir. Kitap için yaptığı çizimlerin birebir yerinde çizildiği için pek ayrıntı içermediğini, ancak genel anlamıyla fikir verebilecek çizimler olduğunu dile getirmiştir. Buşehr (Bushire)’den Tahran’a olan haritayı Bombay ordusundaki Yüzbaşı (Captain) James Sutherland’ın verdiğini söyleyip kendisine teşekkür etmiştir. Kitapta bulunan Tahran’dan Amasya’ya yaptığı seyahate ait haritayı kendisinin çizdiğini, konunun uzmanı bazı kişilerin ise gözden geçirdiğini aktarmıştır. Yazar, Amasya’dan İstanbul’a olan seyahatin haritasını yapamadığını ve bunun iki sebebe dayandığını vurgulamıştır. Birincisi Amasya’ya kadar olan yolculuğu genelde gündüz yaptıkları için çizimlerde zorlanmadıklarını, fakat oradan İstanbul’a yapılan yolculuğun zaman zaman gece, zaman zaman gündüz olması sebebiyle doğru çizemeyeceği için yapmadığını söylemiştir. İkinci sebep olarak da şunu göstermiştir. Yazara göre, Türk halkı İranlılara nazaran daha kıskanç ve yabancıları daha yoğun gözlüyorlardı. Kendisi her ne kadar İranlılara özgü elbiseler giymiş olsa da istediğini rahatlıkta yapamıyordu. Yazar, verdiği yol güzergâhları ve mesafe gibi bilgilerin kabataslak olduğunu söylemiştir.

Detaylar
önceki
Sayfaya Git: / 11
sonraki