ABD’nin Osmanlı Orta Elçisinin Anıları]

[ABD’nin Osmanlı ortaelçisinin anıları] Samuel S[ullivan]. Cox, Diversions of a Diplomat in Turkey, Charles L. Webster & Co. New York, 1887 (1. baskı). xix, 685 s, başlık s önünde 1 çelik baskı levha (yazarın portresi), metin dışında pelür kağıdı ile korunmuş 1 renkli taşbaskı levha, metin içinde 109 ağaç klişe baskı levha (resim, çizim, harita), 24 x 15 cm, lüks deri cildinde. Kitabın Türkçe baskısı Bir Amerikan Diplomatının İstanbul Anıları 1885-1887 (İstanbul, 2009) başlıklı kitaptır.
Blackmer 421

1885-1886 yılları arasında ABD’nin İstanbul ortaelçisi olarak görev yapan Samuel S. Cox’un (1824-1889) Türkiye anıları. Kitabın 2. baskısı 1893 yılında yapılmıştır.
Sultan 2. Abdülhamid’in iktidarını da kapsayan 1880’li yıllar, Osmanlı Devleti’nin içeride ve dışarıda birçok problemle baş etmeye çalıştığı ve ekonomik olarak da darboğazda olduğu yıllardır. Tam da bu yıllarda, önemi artan Osmanlı-Amerika ilişkilerine yönelik önemli bir gelişme yaşandı ve uzun yıllar kongrede görev yaparak saygın bir politikacı olarak kabul gören Samuel Cox başkan tarafından Osmanlı sefiri olarak atandı. Samuel Cox, Demokratlar adına birçok kez seçimlerde galip gelerek Lincoln dönemi de dâhil olmak üzere kongre üyeliği yapmıştı. Çevresi tarafından oldukça mücadeleci fakat buna rağmen saygılı ve iyi huylu olduğu bilinen Samuel Cox’un Osmanlı’daki elçilik görevi, 1884 yılında Demokrat Başkan Grover Cleveland başkan olmasıyla mümkün oldu. Onun bu göreve getirilmesindeki en büyük etken Türklerle ilgili sahip olduğu bilgi birikimi, ilgisi ve 1881 yılında bizzat Sultan Abdülhamid ile görüşmüş olmasıdır.

Evliğinin hemen akabinde çıktığı balayı turunda 1851 yılında ilk kez Osmanlı’yı ziyaret eden Cox, burada Sultan Abdülhamid’i daha çocukken babası Abdümecid’in yanında görmüştür. Yıllar sonra Sultan Abdülhamid ile köklü bir dostluk geliştirecek olan Cox, Avrupa seyahatini A Buckeye Abroad başlıklı kitapta anlatmış ve kitabın 50 sayfasını Osmanlı İmparatorluğu’yla ilgili gözlemlerine ayırmıştı. Cox ilk ziyaretinde, şehrin kubbe ve manzaralarına dair muhteşem bir görünüme sahip olduğunu söylemekle birlikte caddelerin oldukça pis ve başıboş köpeklerle dolu olduğunu belirmiştir. Hatta New York’un arka sokaklarının bile İstanbul’un en güzel caddesinden daha bakımlı olduğunu iddia etmiştir.