İstanbul'da Yaşamış Beyaz Rus'ları Anlatan Nadir Bir Eser

Eugenia S[proul]. Bumgardner, Undaunted Exiles, The McClure Company, Staunton, Virginia, 1925. [8], 230 s, metin dışında 16 levhada 28 fotoğraf, yazarından imzalı, 22 x 16 cm, yayıncısının desenli bez cildinde. Acıların ve Sürgünlerin kenti İstanbul… İstanbul’a kısa bir tatil yapmak üzere gelen ancak Amarikan Kızılhaç direktörünün ricası üzerine şehirde kalarak muhtaç durumdaki Ruslara yardım eden Eugenia Sproul Bumgardner’in (1879-1948) anıları birinci elden bilgilere yer vermesi bakımından İstanbul’daki Beyaz Ruslar’ı anlatan eserler arasında çok önemlidir. Kitap zengin bir kültürel birikime sahip olan göçmenlerin çocuklarını okutma gayretini, bu amaçla temin edilen Rusça kitaplar ve Amerikalılarca sağlanan kırtasiye malzemesi ile Tophane’de açılan 500 öğrencilik Rus Lisesi’nin mevcudiyetini Bumgardner’in kitabından öğreniyoruz. Genellikle Péra çevresine yerleşen Beyaz Ruslar kendi devrimine hazırlanan bir ülkenin başkentinin karmaşasına kendi kültürlerini ve alışkanlıklarını çok kolay taşımışlardı. Bumbardner’in de gözlemlediği gibi eski görkemli geçmişlerini bir kenara atan Beyaz Ruslar açtıkları lokantalar, gece kulüpleri ve 24 saat açık pastaneleri, Boutnikorff’un Tepebaşı Parkı’nda verdiği senfoni orkestrası konserleri ile Péra’nın çehresini değiştirmeye başlamışlardır. Bumgardner’in deyimiyle Péra’daki sönük ve gösterişsiz Rum lokantaları yerlerini Rus lokantalarına bıraktılar. Zamulenko’nun yönetimindeki senfonik konserler, Rasputin Balesi, Karnetski ve İstanbul’da ilk bale okulunun açılması ile İstanbul’un kültürel yapısı değişmeye başlamıştır. İstanbul’da ilk sergisini açan Rus Ressamlar Cemiyeti, İstanbul’da üretilen Smirnoff vodkası, 24 saat açık Petrograd Pastanesi ile Beyaz Ruslar çok kültürlü olan ‘acıların ve sürgünlerin’ kenti İstanbul’a yepyeni bir soluk katarlar.