• Vazgeç
    Filtrele
Filtrele

6.Müzayede "Nadir Kitaplar, Efemera, İmzalı Kitaplar, Kartpostal"

Müzayedemizde bulunan tüm eserlere 20 Ekim Cuma Saat 21:00'a kadar online pey verebilirsiniz.

Ürünleri randevu alarak müzayede salonumuzda görebilirsiniz.

Aynı gün saat 21:03 itibariyle sitemiz üzerinden "Canlı Müzayede" başlayacak ve her eser 25 saniye ara ile nihai olarak sonuçlanacaktır.

YENİ ÜYELERİMİZİN DİKKATİNE: Müzayedemize pey verebilmek için adresinizi ve TC Kimlik numaranızı yazdığınızdan emin olunuz.

Komisyon Oranı %20+KDV'dir. Kitaplarda KDV oranı %0 ,Harita ve Gravürlerde KDV oranı %20 dir.
Ödeme Süresi Müzayede bitiminden itibaren 7 iş günüdür.

Lot: 102 » Nadir Kitaplar

Robert Kolej’in kurucusu Cyrus Hamlin

[Robert Kolej’in kurucusu Cyrus Hamlin] Cyrus Hamlin, My Life and Times, The Pilgrim Press, Boston, 1924 (6. baskı). [2], 540 s, başlık s önünde pelür kağıdı ile korunmuş 1 levha (Cyrus Hamlin’in fotoğrafı), metin dışında 16 levhada fotoğraf ve çizimler, 18 x 12 cm, yayıncısının bez cildinde. 1000
Robert Kolej’in kurucusu Cyrus Hamlin (1811-1900) Fransız Huguenot soyundan gelir. Anadolu’daki Ermenilerini protestan mezhebine bağlayan misyonerlik çalışmaları ile tanınır. Asıl ünü Robert Kolej’in kurucusu ve ilk rektörü olmasından gelmektedir. Robert Kolej 1863 yılında Bebek’te ABD dışındaki en eski Amerikan okulu olarak kurulmuştur. Okul, zengin bir Amerikalı olan Christopher Robert ve İstanbul’da zaten bir fırın, bir çamaşırhane ve bir de okul işleten Cyrus Hamlin tarafından kurulmuştur. Kuruluşundan ancak altı yıl sonra Osmanlı Devleti tarafından verilen bir izinle Rumelihisarı sırtlarında verimli bir kampüs kurulabilmiştir. Hamlin’in anısına ilk yapılan bina Hamlin Hall olarak adlandırılmıştır. Çok yönlü ve yetenekli bir dahi olan Dr. Cyrus Hamlin, 1839 yılında Türkiye’ye gelmiş ve 1860 yılına kadar erkek öğrencilere seminerler vermiştir. 1856 yılında Kırım Savaşı sırasında Mr. Robert ile tanışmıştır. Mr. Robert’in vapuru İstanbul Limanı’na yanaşırken, görüntüsü insanı cezbeden bir kayık dolusu ekmeği fark etmiştir. Merakı artmış, ve bu ekmeklerin Cyrus Hamlin tarafından Üsküdar civarındaki Selimiye Kışlasında bulunan yaralı askerlere gönderildiğini öğrenmiş, bu garip tesadüf onların tanışmalarına neden olmuştur. Huguenot soyundan gelen bu iki adamın daha sonraki görüşmeleri, Robert Kolej’in kurulmasına vesile olmuştur.
İçindekiler (yalnızca Robert College ile ilgili bölümler)
CHAPTER VIII.
LANDING AT CONSTANTINOPLE AND COMMENCEMENT OF MISSIONARY WORK. Meeting Mr. Homes, Our Teacher Avedis, Blindman’s Buff, The Evangelical Union, Secreting the Documents, Our Teacher taken away, Greek and French, Our new Teacher Mesrobe, His Arrest and Banishment and Escape, The rescued Sailor, Marcus Brown, Expulsion of the Missionaries, Last Prayer of Sultan Mahmoud, His Death, Loss of the Array and Fleet, Change of Government, Safety, Smallpox, Expectation of the Plague, Our Firstborn, My four Associates

CHAPTER IX.
BEBEK SEMINARY. Hiring a House, Temporary Location in an old Palace, The
beloved Invalids, Opening of the Seminary, November 4, 1840, The first two Students, Our Number full, Purifying the language, Effect of the Bible upon language, Fitting up a Workshop, the Seminary a Place of Power, Plan to break up the Seminary, Patriarch’s Secretary, Failure of the Plan, Street Scenes, The French College, Enlargement of the Seminary, The Daughter of our Proprietor, Visit to Brousa and Mount Olympus, Removal to a larger House, A thousand Visits, Asdik Agha, Bedros Gamalielian, His Conversion, A Philosopher, Rev Dr. G. W. Wood, Students from the Sultan’s College, Visit to the Imperial Jewels, Martyrdom of Hovakim, Sir Stratford Canning’s Treatment of the Case, The broken Oar

CHAPTER X.
BEBEK SEMINARY. Division of Hours, Children’s Hour, Tea at 9 P.M, Remodeling the House, Course of Study, Character of the Students, Jesuit Attacks, Reply,, The Catholics of Etchmiadzm, Translation of Text-books, Poverty and Rags, Remedy, The Dadians, The English Engineers, Late Home, Industrial Work in the Seminary, Good Results, Zenope, Simon and Stepan, Opposition to Industries, Dr. Lawrence’s Letter, The Armenian Patriarchate, Its Power, The Anathema, The Burial of Oscan, Protection by Turkish Government, Protestant Honesty, Trades Unions, Baron Hovsep’s Rat Trap

CHAPTER XI.
THE SEMINARY AND A NEW ENTERPRISE. A flour Mill and Bakery, Charles Ede, Esq, Much Opposition and many Difficulties, The Constable and the Interdict, The Custom House, The steam Boiler and the Porters, Captain White and the English Sailors, My forty “Boys”, My first iron Casting, Letting on Steam, Gratifying Success, First Baking of Bread, Selling the Bread, Government Testers, One Failure, Tempering the steel Picks, Result of the first Year, Faithful Men, History of Dr Harutiune, Our “bira Bread”, Dr. Mapleton, Contract for the Hospital, The Sunday Delivery, filling up of the Hospital. Dr Menzies, Conspiracy, Appeal to Lord Raglan, Remarkable Deliverance, Misery in the Hospital, Florence Nightingale, Return to the bread Contract, Furnishing the Camp, The Provost and Sunday Supply, Coffee Episode, Church Building, Earthquake-proof, The Judge “left out”, Russian Piisoners, Pheir Rations,Battle of Inkerman, A Laundry, Building a Church out of a beer Barrel, Sixteen Professions, Cholera at the Bakery, Death of six Physicians

CHAPTER XII.
THE SEMINARY DURING THE WAR.
Results of the Industries, Change in the Seminary, Visit to the United States of America, Voyage to Trieste, Last Evening and Speeches, Visit to 'Trieste and Venice, Verona, Paris, London, Origin of Turkish Missions Aid Society, Earl of Shaftesbury, Archbishop of Canterbury. Drawing-room Meeting, Letter from the Earl, Note from the Archbishop of Canterbury, Return to America, Meeting with Friends, Old Friends in the Payson Church, The Armeman Circle, Return to England, Meetings of the Turkish Missions Aid Society, Dr. Duncan, Some Results of the Crimean War, Resuming Work at Constantinople

CHAPTER XIII.
THE FOUNDING OF ROBERT COLLEGE.
Purchase of a Site, My Relations with the American Board, Visit to the United States of America, Professor William Maltby, Venice, Solfermo, Milan, Lake Como, The Alps, Heidelberg, Pans, Sir Hugh Hughes, Member of Parliament, London, Harrow-on-the-Hill, The Steadmans, Sir Culling Eardley, Bad Passage in a bad Cunarder, Jubilee of the American Board, The Outlook Committee of the Congregational Club refuses to sanction my working in the Congregational Churches, In spite of all a great Meeting in Tremont Temple, Before the American Academy, Mr. Corliss, Rebellion, Mr Robert’s Decision, Return, English Feeling in London and Liverpool. Mont Cenis, Prohibition and Purchase of a new Site, Second Prohibition, The Abbe Bore, Mr. Robert firm. Opening the College without asking Leave, The Abbé checkmated, Unexpected Success, American Embassy, Sir Henry Bulwer, Bribery, Lord Lyons, Aah Pasha, Meeting at Hissar, Aali Lied, Midhat Pasha, The Morgan and Seward Episode, Admiral Farragut, His Questions, Imperial Iradé, Temper of the Pasha, All Materials to pass free for Work begun, Materials for Mortar, Trouble with Quarrymen, Laying of the corner Stone, Kurds as Workmen, Departure for their Homes, Letter from them, Henry M. Stanley, Visit of Mr. Robert, Transfer to new Building, Mystery cleared up. Ahmed Vefyk Pasha’s Character, Unwilling Return to America for an Endowment, Fire in Chicago causes my immediate Return,, Again left with my Family, Meeting and Presentation at Mr. John Seager’s, Address with Signatures



Talcott Williams, Turkey, A World Problem of to-day, Doubleday, Page & Co., Garden City and Toronto, 1921. viii, [2], 336 s, başlık s önünde 1 harita, indeks, 21 x 14 cm, yayıncısının bez cildinde. Kitabın yazarı bir Amerikalı misyonerin oğlu olarak Türkiye’de doğmuş ve 16 yaşına kadar Türkiye’de yaşamıştır.

Detaylar
Lot: 103 » Nadir Kitaplar

Epiphanius Wilson (editör), Turkish Literature. Comprising Fables, Belles-Lettres and Sacred Traditions translated into English for the First Time with a Special Introduction by Epiphanius Wilson, A.M., The Colonial Press, New York, 1901. xv, [3], 462 s., metin dışında [1] fotogravür, 24 x 15 cm, yayıncısının bez cildinde. Osmanlı Edebiyatı üzerine tercüme divan edebiyatı antolojisi… Osmanlı Edebiyatı üzerine yapılan ciddi tercüme çalışmalarından biri olan bu eser, bir anlamda bir Divan edebiyatı antolojisi niteliği de taşımaktadır. Çeşitli dönemlerden, son derece farklı üsluptaki şiir örneklerinin toplandığı kitap, klasik edebiyatımızı yabancılara tanıtmak açısından son derece önemlidir. E. J. W. Gibb’in ünlü çalışmasından sonra basılan bu kitapta, Şair Kara Fazlı’nın (ölümü 1563) “Gül ve Bülbül” isimli şiirinin J. von Hammer-Purgstall ve Epiphanius Wilson tarafından yapılan ilk İngilizce tercümesi ; Epihpanius Wilson'un çevirdiği Türk masalları ve Azerî yazar Ahundzade Mirza Fethali'nin (Mirza Feth-Ali Akhoud Zaidé) "Muraffa Vekillerinin Hikayeti" (the magistrates) adlı piyesinin yine Wilson tarafından yapılan ilk İngilizce tercümesi yer almaktadır. Kûfi hatla yazılmış "Yaratıkların harikaları"adlı bir elyezmasından A.Pavet de Courteille ve Robert Arnot tarafından "Hz. Muhammed'in yükselişi" olarak çevirilen eserin de bulunduğu kitabın sonunda ünlü “Kırk Vezir Hikayesi” nin de düzgün bir tercümesi bulunmaktadır. Epiphanius Wilson (1845-1916) Osmanlı Edebiyatı üzerine yapılan ciddi tercüme çalışmalarından biri olan bu eser, bir anlamda bir Divan Edebiyatı antolojisi niteliği taşımaktadır. Çeşitli dönemlerden, son derece farklı üsluptaki şiir örneklerinin toplandığı kitap, klasik edebiyatımızı yabancılara tanıtmak açısından son derece önemlidir. Türk masalları ile başlayan kitapta, daha sonra Osmanlı şiirine son bölümde ise halk hikayelerine yer verilmiştir

Detaylar
Lot: 108 » Nadir Kitaplar

Arap medeniyeti üzerine bol resimli çok aranan bir kitap

[Arap medeniyeti üzerine bol resimli çok aranan bir kitap] Gustave le Bon, La Civilisation des Arabes, Librairie de Firmin Didot et cie, Paris, 1884. xv, 705 s, 10 kromolitograf baskı levha, 366 resim, 4 harita, 29 x 20 cm, yan sayfaları ebrulu lüks deri cildinde. 10000
İçindekiler: Le milieu et la race (l'Arabie. Les Arabes. Les Arabes avant Mahomet) ; Les origines de la civilisation arabe (Mahomet, Naissance de l'empire Arabe ; Le Coran ; Les conquêtes des arabes) ; L'empire des Arabes (Les Arabes en Syrie ; Les Arabes à Bagdad ; Les Arabes enen Perse et dans l'Inde ; Les Arabes en Égypte ; Les Arabes dans l'Afrique Septentrionale ; Les Arabes en Espagne ; Les Arabes en Sicile, en Italie et en France ; Luttes du christianisme contre l'islamisme, les croisades) ; Les moeurs et les institutions des Arabes (Les Arabes nomades et sédentaires des campagnes ; Les Arabes des villes, moeurs et coutumes ; Institutions politiques et sociales des Arabes ; Les femmes en Orient ; Religion et morale) ; La civilisation des Arabes (Origines des connaissances des Arabes, leur enseignement et leur méthode ; Langue, philosophie, littérature et histoire ; Mathématiques et astronomie ; Sciences géographiques ; Sciences physiques et leur applications ; Sciences naturelles et médicales ; Les arts Arabes ; L'architecture Arabe ; Commerce des Arabes, leurs relations avec divers peuples ; La civilisation de l'Europe par les Arabes, leur influence en Occident et en Orient) ; La décadence de la civilisation arabe (les successeurs des Arabes, influence des européens en orient ; Causes de la grandeur et de la décadence des Arabes, état actuel de l'Islamisme. Gustave Le Bon (1841-1931) Fransız bilim ve fikir adamıdır. Asıl mesleği olan doktorluktan çok, bir fikir adamı ve sosyolog olarak tanınıp şöhret olmuştur. Yazdığı eserleriyle bilim ve siyaset çevrelerini etkilemiştir. Ülkemizde de değişik dünya görüşüne mensup kesimler üzerinde etkili olmuştur. İttihat Terakki ve daha sonraki dönemde Cumhuriyet Halk Fırkası, Le Bon’un, “liderlerin topluma, kendi yararlarına olarak, düşünceleri sürekli tekrar ederek benimsetmeleri” görüşünden çok etkilenmiştir. Bu amaçla söz konusu düşünceyi ve pratiğindeki sonucu olan, “halk için halka rağmen” anlayışını uygulamaya çalışmışlardır. Risale-i Nur’da, Kur’an-ı Kerim hakkında söylemiş olduğu sözlerine yer verilmiştir. Gustave le Bon tıp eğitimi aldı. Fransız-Alman Savaşı’na denk gelen dönemde orduda başhekim olarak görev yaptı. Mesleğini bir süre devam ettirdikten sonra ilgi alanı değişti. Antropolojiye ilgi duymaya başladı ve bu alanda ilginç eserler vermeye başladı. Bir vazife ile seyahate çıktı. Hindistan, Mısır ve Suriye’ye seyahatlerde bulundu. Doğuya yaptığı seyahat ve incelemeler sonucunda önemli bir birikime sahip olan Gustave le Bon, pek çok eser kaleme aldı. Hindistan’da bulunduğu süre zarfında tapınakları inceledi. Bir ara Felsefe Kütüphanesi yöneticiliğinde bulundu. Bu esnada sosyal psikoloji, etnografya ve arkeolojiye ait eserler yazdı. Mısır ve Suriye seyahatlerinden sonra “Arapların Medeniyeti” adlı eserini 1884 yılında yayımladı. Avrupalı bir araştırmacı olarak yaptığı antropoloji çalışmaları bu ilim dalındaki çevreler tarafından ilgi görmediği halde, Arap Medeniyeti adlı eseri farklı bir ilgi gördü. Eser, Sultan II. Abdülhamid’in emriyle Türkçe’ye tercüme edildi. 1913 yılında Paris’te toplanan ilk Arap Kongresinde de eserine önemli atıflarda bulunuldu. Ancak, yazarın Türk bilim çevreleri üzerindeki asıl etkisi 1924 yılından itibaren artmaya başladı. Söz konusu eseri dışında Hint Medeniyeti, Şarkın İlk Medeniyeti ve Hint Abideleri adlı önemli eserleri kaleme aldı. Gustave, antropoloji alanında yaptığı çalışmalarda beklediği ilgiyi görmezken, bilimsel sosyoloji alanında verdiği üçüncü eseri daha çok okundu. Bu eser Türkçe’ye İlm-i Ruh-i İçtimai adıyla tercüme edildi. Eser bilim, siyaset çevreleri başta olmak üzere geniş bir kesimin ilgisini çekti. Gustave, eserinde, halk yığınlarının kendini meydana getiren fertlerin ortalamasını yansıtmadığını ileri sürdü. Kolektif ruhun, duygularla şekillenen tepkilerin ortaya konulması şeklinde tezahür ettiğini ifade etti. Bu oluşum sırasında çoğunluğun, ortam içinde kendi düşüncelerini bir kenara bıraktığına ve mantık yerine duyguların ağır bastığına işaret etmektedir. Dönemin siyasi ve entelektüelleri ve askeri liderleri görüşlerinin etkisinde kaldı. Dünyanın önde gelen sosyologlarından biri olarak kabul gördü. Mussolini, Gustave’ın bütün eserlerini neredeyse ezberleyecek kadar okuduğunu mektuplarında belirtti. Bunların dışında birçok lider onun görüşlerinden ve kuramlarından esinlenerek stratejiler geliştirdi. İnsanların büyük felaketlere uğramalarına sebep olan ihtilallerden nefret eden Gustave le Bon, toplumu bu tür tehlikelerden korumak için fikir üretmeye çalıştı ve kafa yordu. Ayrıca, giderek büyük tehdit oluşturmaya başlayan ve kitlesel halde cereyan eden komünizm ve benzeri hareketler yüzünden yönetimlerin mahvolma tehlikesi ile karşı karşıya olmasından büyük endişe duydu. Gustave’ın, toplumun seçkin ve üstün yeteneklere sahip kişiler tarafından yönetilmesi gerektiği düşüncesi siyasilerin ilgisini daha çok çekti. Ancak son asırda bunun bir bakıma imkansız olduğunu da gördü. Bunun yerine fikir ve düşüncelerin halka benimsetilmesinin toplumun ileriye götürülmesi için gerekli olduğunu ileri sürdü. Bunu gerçekleştirmek için de liderler fikirlerini, kitlelere kendi yararlarına olarak, düşüncelerini sürekli tekrar ederek benimsetmeleri gerekir. Bu düşünce, pratikte, halk için halka rağmen gibi bir neticeyi de beraberinde getirdi. Bu fikir, İttihat ve Terakki, daha sonraki dönemde de Cumhuriyet Halk Fırkası yöneticileri tarafından uygulamaya konuldu. Toplumu şekillendirme ve kendi düşünceleri doğrultusunda etkileme gayretine girişildi. Hatta düşünürün fikirlerinden çok etkilenen bazı yöneticiler, müellifin eserinin, devletin değişik kademelerinde görev yapanların eline verilmesi gerektiği ve onlara okutulmasının elzem olduğu fikrini ileri sürdüler. Risale-i Nur’da, dünyaca tanınmış ve insanları etkilemiş olan şahsiyetlerin, İslamiyet ve Kur’an-ı Kerim hakkındaki fikirlerine yer verilmekte ve bu konulardaki görüşleri aktarılmaktadır. Bu vesile ile bir çok ilim ve fikir adamının görüşlerine yer verilmektedir. Bunlardan birisi de Doktor Le Bon’dur. Le Bon’un, “Kur'ân, insanın dimağında şüpheden, tezelzülden vareste canlı ve kuvvetli bir kanaat vücuda getirir” (Risale-i Nur Külliyatı, Nesil Y., 2. C. İstanbul 1996, s. 2331) şeklindeki ifadelerine yer verilmektedir. Gustave Le Bon, Arap Medeniyeti adlı eserinde de İslamiyet ve Müslümanlık hakkındaki görüşlerine yer vermektedir ; “Gerçek şudur ki, Müslümanlardaki kölelik Hıristiyanlardaki kölelikten tamamen ayrıdır. İslam’da kölelerin azat edilmesi o kadar teşvik edilmiştir ki, her düşünen ‘İslam köleliğin varlığından müthiş bir nefret duyar’ kanaatine varır. Nisa: 36. ayeti kölelere iyi davranmayı emreder. Hz.Ali’nin rivayetine göre Allah Resulü (asm) ; ‘Köleleriniz hakkında Allah’tan korkunuz’ buyurmuştur. ‘Köleleriniz, kardeşlerinizdir’ diyor. İbn-i Ömer’in rivayeti ise şöyle: ‘Kim kölesinin yüzüne bir tokat atsa veya onu dövse onun keffareti, köleyi azat etmesidir.’ İmam Ahmed-Müslim-Ebu Davud ‘İslam köleliği birden kaldırmadı. Çünkü bu, zamana bağlı, milletler arası bir mesele idi. Ama onun yollarını daralttı ve kölelik müessesinin zamanla ortadan kalkması için hürriyete kavuşturmayı teşvik etti.’” Gustave’ın bazı görüşleri ; “Bilmek, ezberlemek değil, sebep-sonuç arasındaki ilişkiyi kurabilmektir.” “Bugün ekilen ve yarın toplanacak olan fikir ve inançları anlayabilmek için, zemini yani tarlayı iyi incelemek gerekir. Bir gençliğe verilen eğitim imkanı, bu memleketin yarın ne olacağı hakkında geniş fikirler ortaya koyabilecek niteliktedir.” “Eşitliğin olmadığı yerde haksızlık baş kaldırır. Vatanperverlik duygusunu yaşamayan toplum, tarihte yok olmaya mahkumdur.”

Detaylar
Lot: 110 » Nadir Kitaplar

[Vaka-i Hayriye üzerine çok nadir bir kitap] Mohammad As'ad [Mehmed Esad] Efendi, Précis Historique de la Destruction du Corps des Janissaires par le Sultan Mahmoud en 1826, Firmin Didot, Paris, MDCCCXXXIII [1833]. vii, 365 s, 20.5 x 12.5 cm, sırtı deri kapakları karton cildinde. Vaka-i Hayriye (Hayırlı Olay), 16 Haziran 1826 tarihinde, padişah II. Mahmud tarafından Yeniçeri Ocağı'nın topa tutularak yok edilmesi ve sağ kalanların ise idam edilmesi ile sonuçlanan olaylara verilen isimdir. Bu hadisenin hemen ardından dönemin Vakanüvisi Sahhaflar Şeyhizade Mehmed Esad Efendi, Üss-i Zafer (Zaferin Esası) adıyla bir kitap yazdı. Sultan II. Mahmud tarafından incelenerek basılmaya değer görüldü. İlk baskısı 1828‘de, ikinci baskısı 1876’da yapıldı. Yeniçeri Ocağı teşkilatının zaman içerisinde nasıl bozulduğunu, yeni bir ordu kurulmasının lüzumunu, “Eşkinci Ocağı”nı, ayrıntılı bir şekilde anlatan Mehmed Esad Efendi, kitabında ayrıca Bektaşilik ve Bektaşilerin ocağa yardımına ilişkin bilgilerde vermekteydi. Osmanlı İmparatorluğu dışında uluslar arası bir ilgiye mazhar olan eser, Coussin Perceval tarafından 1833’te Fransızca’ya çevrilmiş ve çevirmenin ilave bir önsözü ile basılmıştır. 1871’de Polychoronadies tarafından Yunancaya ve 1905’te Symrnov tarafından da Rusçaya tercüme edilmiştir. Üss-i Zafer, devlet gözüyle yazılmış, dili oldukça ağır ve süslü bir eserdir. Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılışını neredeyse günü gününe anlatan, döneminde kaleme alınmış bir kitap olması bakımından önem taşır. Dolayısıyla Yakınçağ Osmanlı Tarihi Kaynakları arasında birinci derece yer almaktadır. 2005 yılında Latin harflerine aktarılmıştır. Sahaflarseyhizâde Mehmet Esat Efendi (1789-1848), kadi Hacı Ahmed Efendi'nin oğludur. Babasından ve hocalardan ders aldı. 1808’de müderris oldu. Çeşitli naipliklerde bulunduktan sonra 1825’de vakanüvis oldu. Üsküdar ve İstanbul kadılığı, Takvim-i Vekayi müdürlüğü yaptı. 1843’de Rumeli Kazaskeri, 1846’da Meclisi Maarifi Umumiye Başkanı oldu. Tanzimat'tan önce, dilde yalınlığı savunan ilk aydın olan Esad Efendi, evinin yanında yaptırdığı kütüphaneye 4 bin eser bağışladı. Kitabın ön kapağının içinde Fransız yayıncı Ernest Leroux ve İstanbullu kitapçı Otto Keil’in etiketleri bulunmaktadır.

Detaylar
Lot: 111 » Nadir Kitaplar

Alfred de Bessé ve Edward Joy Morris, the Turkish Empire ; its Historical Statistical, and Religious Condition ; also its manners customs, etc., by Alfred de Bessé, Member of Embassy at Constantinople. Translated, Revised, and Enlarged, (from the fourth German edition,) with Memoirs of the Reigning Sultan, Omer Pacha, The Turkish Cabinet, etc. etc., by Edward Joy Morris, Late of the U.S. Chargé d’Affaires at Naples, Lindsay & Blakiston, Philadelphia, 1854. xiii, 216 s, metin dışında 2 levha, 18 x 11.5 cm, yayıncısının bez cildinde. Edward Joy Morris orijinali Almanca olan bu kitabı 4. Almanca baskıdan İngilizce’ye çevirmiştir. Das türkische Reich: Geschichte und Statistik, Religions- und Staatsverfassung, Sitten und Gebräuche, gegenwärtige Lage ; nebst einer geographischen Übersicht der vorzüglicheren Städte, Festungen und kriegsgeschichtlichen başlıklı 1. baskı Leipzig’da 1854’te yayınlanmıştır. Bu kitap sadece 80 sayfa olduğundan, çevirmenin önsözzünden de anlaşıldığı gibi çevirmenin metni kayda değer ölçüde geliştirdiği anlaşılmaktadır. Kitabın Fransızca ve İtalyanca çevirileri de olduğundan döneminde oldukça ilgi çekmiş bir kitap olduğu söylenebilir. Bessé’in kitabı Inquirer, Bulletin, Evening Post gibi döneminin gazete ve dergilerde çıkan tanıtım yazılarında büyük övgü almıştır. Alfred de Bessé, İstanbul’da görevli bir diplomattı. Kitap Osmanlı İmparatorluğu’nun dini, siyasi, askeri, sosyal durumuna ve coğrafi yayılımı ile doğal kaynaklarına ilişkin bilgiler verir. İlk bölümde başta Sultan Abdülmecid olmak üzere o dönemde imparatorluğu yöneten sadrazam ve nazırların kısa biyografilerine yer verilmiştir. Sonraki bölümlerde sırasıyla imparatorluğun İstanbul’un fethine kadarki tarihi, fetihten Karlofça antlaşmasına kadarki tarih, Karlofça antlaşmasından sonraki tarih, siyasi ve dini koşullar ile âdet ve gelenekler, imparatorluğun fiziki açıdan tasviri (belli başlı şehirler, kaleler, askeri tarihle bağlantılı yerler). Kitabın sonunda 4 ek bölüme yer verilmiştir. Kitap, Osmanlı’nın gerilemesinin nedenlerini bütün açıklığı ile ortaya koymaktadır. Orijinal Almanca metin, bu İngilizce çeviride Morris’in kişisel notları ve Jouannin, van Gaver ve Lacroix gibi kaynaklardan yaptığı ilavelerle kayda değer bir şekilde gelişmiştir. Kitaptaki gravürler Ömer Paşa ve Sultan Abdülmacid’i tasvir etmektedir. Edward Joy Morris 1837-1838 arasında Akdeniz’i gezmişti. ABD’nin İstanbul’daki mukim elçisiydi (1861-1870). Morris’in gezilerine yer verdiği Notes of a Tour Through Turkey, Greece, Egypt, and Arabia Petræa, to the Holy Land: Including a Visit to Athens, Sparta, Delphi, Cairo, Thebes, Mount Sinai, Petra, &c. başlıklı seyahatnamesi ise 1842’de Philadelphia’da 2 cilt olarak basılmıştır. Blackmer 130

Detaylar
Lot: 112 » Nadir Kitaplar

Pierre Loti, Turquie Agonisante‎, Calmann-Levy, Paris, 1913. ii, 124, [1] s, Hollanda kağıdına basılan 100 nüshalık numaralı baskının 7 №’lu nüshası, 19 x 13 cm, sırtı deri kapakları ebrulu cildinde. “Can Çekişen Türkiye” Pierre Loti, İstanbul'da bir caddeye isminin verilmesine yol açacak kadar Türkler tarafından benimsenen ve bize yakın bir kültür adamıdır. ''Türk dostu Batılılar kimdir?'' denilince geçmişten günümüze ilk akla gelen isimlerden biridir. Osmanlı'nın son dönemine de Millî Mücadele'ye de tanıklık eden Loti, yazdığı romanlarla Doğu'nun eski medeniyetlerini ve Türkleri yüceltmektedir. Batı'nın önyargılarıyla toz duman altında kalmış olan Türklere ve Doğu medeniyetine ilişkin gerçekleri anlatır, hatırlatır. Bu kitabı ise Balkan ve Trablusgarp savaşlarında Türklerin ve Müslümanların uğradığı zulüm ve katliamlara tanıklığın belgesi gibidir. Bu eser, okuyanların kendi geçmişine olduğu kadar, bir Türk dostunun duygularına da yakınlaşacağı bir eserdir. Yüzyılın başında patlak veren Trablusgarp ve Balkan savaşlarının yakın tanığı olarak son nefesini vermek üzere olan Osmanlı İmparatorluğu’nun Batı’nın sömürgeci ülkelerince tamamen yok edilme senaryolarını aktarmaya çalışır. Yurt içinde milliyetçilik rüzgarına kapılmış azınlıkların kanlı eylemlerini, yurt dışında da dayatmacı politikalar ile yanlı basının kışkırtmalarını hem kendi gözlem ve bilgileriyle hem de pek çok kişiden aldığı mektuplarla anlatır. Osmanlı devletinin bu en zayıf anından faydalanan Avrupa ve Balkan devletlerinin yanında Fransız hükûmetinin de yer almasını ağır bir dille eleştiren Loti dört yüzyıllık bir dostluğun çıkar amaçları uğruna yok edildiğinden söz eder.

Detaylar
Lot: 114 » Nadir Kitaplar

Kadın yazarın erkek ismiyle yayınladığı kitapta İstanbul haremleri ve Osmanlı kadınları

) [Kadın yazarın erkek ismiyle yayınladığı kitapta İstanbul haremleri ve Osmanlı kadınları] Marc Hélys (Marie Léra), Le Jardin Fermé - Scènes de la vie Féminie en Turquie, Plon-Nourrit et Cie, Paris, 1908. 308 s, 18.5 x 12 cm, sırtı deri kapakları karton cildinde. Bir kadın olarak döneminin cesur gezginlerinden olan gazeteci yazar Marie Léra (1864-1956), kadın yazarların eserlerinin okuyucular tarafından önemsenmediğini fark edip bir erkek ismi olan Marc Hélys takma adıyla İstanbul haremleri ve Osmanlı kadınları hakkında yazdığı öyküleri topladığı komik ve dokunaklı hikâyelerle dolu olan bu kitap, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarındaki haremleri ve Türk kadınlarının yaşamlarını önyargı ve yanlış bilgilerden arınmış bir şekilde, mizah dolu ve sevecen bir dille anlatıyor. O dönemlerde zengin evlerinde bulunan haremleri hiç tanımadan kulaktan dolma bilgilerle yazan ve anlatan çoğu gezginin aksine, Marc Hélys 1901, 1904 ve 1905 yıllarında İstanbul’a yaptığı üç yolculukta Nuriye ve Zennur adlı kadınlarla arkadaş olmuş ve onlarla birlikte İstanbul’un birçok haremini tanımış ve o evlerdeki yaşamları inceleme fırsatı bulmuştur. Pierre Loti’nin Les Désenchantées adlı ünlü romanının altyapısını hazırlayan Marc Hélys, Le Jardin Fermé - Scènes de la vie Féminie en Turquie ile Türk kadınlarının isteklerinin sözcüsü olurken, bize sıradışı kadınların hayatlarından kesitler sunuyor. Müzayedelerimizde ilk defa görülmektedir.

Detaylar
Lot: 116 » Nadir Kitaplar

İstanbul’u tasvir eden gravürlü kitapların belki de en beğenilenin lüks ciltli nefis bir nüshası "Julia Pardoe"

[İstanbul’u tasvir eden gravürlü kitapların belki de en beğenilenin lüks ciltli nefis bir nüshası] [Julia] Pardoe, the Beauties of the Bosphorus. Illustrated in a series of views of Constantinople and its environs, from original drawings by W. H. Bartlett. George Virtue, London, 1838. 164 s, 87 çelik baskı gravür, 27.5 x 21 cm, döneminin sayfa kenarları yaldızlı deri cildinde. Miss Julia Pardoe (1806-1862) tanınmış bir İngiliz yazarıdır. Yazmaya ondört yaşındayken şiirle başlamıştır. Bunun ardından yazdığı romanlar da çok beğenildi. Anılarını ve gezi notlarını yayımladı. Geçirdiği bir hastalık sonucu, güney ülkelerine yolculuklar yapmak zorunda kaldı. İlk gezisini Portekiz’e yapan yazar, bu ülkeyle ilgili gözlemlerini Traits and traditions of Portugal (Portekiz’in Destanları ve Gelenekleri) adlı kitabında topladı. Miss Pardoe 1835 yılında İstanbul’a geldi. Gerçek amacı Yunanistan, Türkiye ve Mısır’ı görmekti. Ancak, İstanbul’a gelince şehrin büyüsüne kapılarak dokuz ay boyunca İstanbul’da kaldı. Sultan 2. Mahmud’un başta olduğu bu dönemde İstanbul’un eşsiz doğa güzellikleriyle dolu Boğaziçi’ni, halkın eğlence yerlerini, anıtlarını ve çarşılarını dolaşmış, bayram ve Saray’ın düğün alaylarına katılmış, çeşitli sosyal konumdaki kişilerin konaklarında bulunmuştur. Ayrıca Bursa ve Uludağ yöresine de gitmiştir. Bütün bu yaşadıklarını büyük yansızlıkla yazıya döken, doğaya ve şiire tutkun Pardoe, gördüklerini en ince ayrıntısıyla adeta resmeder gibi betimlemiştir. Özellikle Batı’da var olan Osmanlı ile ilgili yanlış ve olumsuz kanıları, haksız önyargıları silmiş oldu. Eşsiz gözlem gücü, ince sezgi kabiliyeti ve derin duygu yoğunluğu, ülkemizi ve insanlarını bütün içtenliğiyle sevip sarılmasıyla birleşince müzayedemizde sunduğumuz bu eşsiz kitap gerçeğe dönüşmüş oldu. Kitabın gravürlerini çizen William Bartlett (1809-1854) ünlü İngiliz gravür sanatçısıdır. John Britton’un yanında ustalaştı. Britanya adasını baştanbaşa dolaştı. 1840’ların ortalarından itibaren Balkanları ve Ortadoğu’yu gezdi. 1835 ile 1852 arasında Amerika Birleşik Devletleri’ne dört seyahat yaptı. (1809 – 1854). İlk resimleri 1831-1833 yıllarında Londra’da Kraliyet Akademisi’nde sergilendi. Kitaplara çizdiği desenlerle tanındı. Bu alandaki istekler dolayısıyla birçok ülkeyi gezdi. Bartlett, J. Pardoe’nin kitabını resimlemek için 1835’te İstanbul’a geldi. Hazırladığı 87 gravür İstanbul’un o yıllardaki görünümünü aksettirmesi bakımından bugün birer belge durumundadır. Çeliğe hakkederek basılmış bu gravürler değişik hakkakler tarafından işlendiğinden kaliteleri farklıdır. Ayrıca hakkakler gravürleri zaman zaman orijinallerinden değişik biçimde işlemişlerdir. Bartlett’in büyük bir ustalıkla çizdiği resimler Miss Pardoe’nin mükemmel metni ile birleşince the Beauties of the Bosphorus, gravürlü İstanbul kitapları arasında müstesna bir yere sahip olmuştur. Blackmer 1254, Atabey 922

Detaylar
Lot: 123 » Nadir Kitaplar

Halidé Edib [Adıvar

Halidé Edib [Adıvar], Turkey Faces West, A Turkish View of Recent Changes and their Origin, Yale University Press, New Haven, 1930 (2. baskı). xiv, 273 s, künye s önünde 1 levha, metin dışında 6 levha, indeks, 20.5 x 13 cm, yayıncısının bez cildinde. Önsöz Edward Mead Earle tarafından yazılmıştır.
Adıvar’ın 1925 yılında Atatürk ve tek parti sistemiyle yaşadığı problemler nedeniyle kendi isteğiyle başladığı gönüllü Amerika sürgününde 1930 yılında Amerika’da Williamstown Siyaset Enstitüsü’nde verdiği derslerin kitap haline getirilmesiyle ortaya çıkmış bir eserdir. Adıvar’ın Millî Mücadele dönemi başlarından beri desteklediği liberal görüşlerin ve Amerikan sempatisinin somutlaştırıldığı bir kitaptır. Ayrıca Türk kültürü üzerine fikirlere yer verilmiş ve kültür milliyetçiliği vurgulanmıştır. Türklere yönelik ön yargıları, yanlış anlaşılmaları düzeltmeye çalışan, erken dönem bir Oryantalizm kritiği olarak kabul edilebilecek gerçekten önemli bir eserdir. Adıvar kitap boyunca Türklerin Osmanlı İmparatorluğu’na kadar ne kadar laik, kadın erkek eşitliği bulunan bir toplum olduğunu ve Batılılaşmaya açık olduğunu kanıtlamaya çalışır. Halide Edip'in genç Türkiye hakkındaki politik görüşlerini içeren eserde Doğu ve Batı ikilemi içinde genç Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği tartışılmaktadır.
İçindekiler şu ana başlıklardan oluşmaktadır; Türklerin kökeni; Emperyalist Osmanlı Türk'e karşı; Osmanlı'ların yükselişi; Batılılaşmanın başlangıcı; Milliyetçilik demokrasiye karşı; Yeni rejim; Büyük Savaş; Sèvres Antlaşması; Türkiye Cumhuriyeti.

Detaylar
önceki
Sayfaya Git: / 11
sonraki