II. Koalisyon Savaşları (1798-1802) Osmanlı İmparatorluğu

F[rançois]. C[harles]. H[ugues]. L[aurent]. Pouqueville, Voyage en Morée, à Constantinople, en Albanie, et dans plusieurs autres parties de l’Empire Othoman, pendant les années 1798, 1799, 1800 et 1801. Comprenant la description de ces pays, leurs productions, les mœurs, les usages, les maladies et le commerce de leurs habitans ; avec des rapprochemens entre l’état actuel de la Grèce, et ce qu’elle fut dans l’antiquité. Chez Gabon et Compe, Paris, MDCCCV [1805] (1. baskı). 3 cilt: vii, 536 s, 1 gravür, 1 katlanır tablo, 1 katlanır harita ; xv, 287 s, 1 katlanır gravür ; xxi, 1 gravür, 1 katlanır harita, indeks, 20 x 13 cm, döneminin yan sayfaları ebrulu, sırtları deri, kapakları karton ciltlerinde. 6
Weber I/5, Blackmer 1344, Atabey 988
II. Koalisyon Savaşları (1798-1802) Osmanlı İmparatorluğu, İngiltere ve Rusya'nın Fransa'nın Avrupa'daki yayılmasına karşı güçlerini birleştirerek başlattığı çatışmalardır. Bu süreçte kendisi de bir savaş tutuklusu olan François Charles Hugues Laurent Pouqueville'in Mora, İstanbul ve Arnavutluk'a Yolculuk adlı eserindeki Fransız ordu görevlilerinin Osmanlı topraklarındaki tutukluluk anılarıdır.

Pouqueville'in üç ciltten oluşan anlatısını tutukluğu süresince tuttuğu günlüğünden derlemiştir. Mora başlıklı 1. cilt, 1798 Kasım ayı başında yazar ve beraberindekilerin Fransa'ya dönmek üzere Madonna di Montenegro isimli gemiyle İskenderiye Limanı'ndan ayrılmalarından üç hafta sonra Trabluslu “korsanların” gemilerine el koymasıyla başlamaktadır. İtalya açıklarında yaşanan bu olaydan sadece birkaç saat sonra, bir Napoli firkateyninin saldırısından kurtulmak için “korsan” gemisi ve içinde Fransızların bulunduğu gemi zıt yönlere kaçınca, farklı gemilerde bulunan Fransız ordu görevlileri ikiye bölünmüştür. Pouqueville'in de arasında bulunduğu güneye yönelenler, “Mısır'dan sonra ilk kez karaya ayak bastıkları Anavarin'de Bâb-ı Âlî'nin Fransa'ya resmen savaş ilan ettiğini öğrenen” mürettebat tarafından Osmanlı yerel mülki amirine teslim edilmişlerdir. Savaş esiri olarak sorgulanan ordu görevlileri, daha sonra İnebahtı üzerinden Tripoliçe'ye sevk edilmiştir. Birinci cilt, sert geçen kış koşulları nedeniyle İstanbul'a nakilleri bahara kalan Fransızların Mayıs başında Anabolu üzerinden İstanbul Yedikule Zindanına nakledilmeleriyle son bulmaktadır. Söz konusu grubun toplam yedi ay süren Mora Yarımadası'ndaki serüvenleri, en uzun kaldıkları yer olması nedeniyle incelemede “Tripoliçe Grubu” olarak anılmıştır. Yayınevi notunda, söz konusu cildin M.Ö.II. yüzyılda yaşamış olan coğrafyacı Pausanias'tan beri, Batıyı Doğuya bağlayan ticaret yollarının dışında kaldığı için, bilinmeyen Peloponez Bölgesi hakkında o güne kadar yapılmış olan en kapsamlı çalışma olduğu belirtilmektedir.

İstanbul başlıklı 2. cilt ise, Pouqueville'in Haziran 1799'da İstanbul'a varmasıyla başlamakta ve Yedikule Zindanına nakledilen yazarın, burada Fransa Elçilik maiyeti ve diğer Fransız tutuklularla geçirdiği iki senelik dönemi kapsamaktadır. Dolayısı ile bir anlamda Tripoliçe grubunun İstanbul serüvenleri olarak da düşünülebilir. Ancak daha önce yazardan ayrı düşerek, kuzeye seyreden gemide “korsan” Oruç Reis'le Korfu ablukasına katılan ve ittifak donanması yetkililerince savaş esiri statüsünde sorgulanıp İstanbul'a gönderilen iki kişi de Yedikule'de bulunmaktadır. Nitekim söz konusu kişilerin grubun diğer üyelerinden ayrılarak Patras üzerinden karayoluyla başkente yürüyüş serüvenleri, incelemede 'Patras Grubu' olarak anılmıştır. Yedikule Zindanındaki serüvenler ise, hem yukarıda bahsedilen farklı grupların bir arada olması, hem de tutukluluk şartlarının farklılığı nedeniyle 'Yedikule Grubu' başlığı altında irdelenmiştir. Bu cilt, yazarın serbest bırakıldıktan sonra gemiyle İstanbul'dan ayrılması ve Marsilya karantinasına varmasıyla son bulmaktadır.

Üçüncü ciltte ise Patras Grubu'nun ayrılmasıyla Korfu açıklarında kalan savaş esirlerinin serüvenleri anlatılmaktadır. Bu subaylar Osmanlı ve Rus ortak donanma yetkililerinin onayıyla, Oruç Reis'le birlikte Adriyatik sahilinde bulunan Butrinto'ya gelmişlerdir. Buradaki kampın Yanya'ya nakledilmesinden sonra uzun bir süre Tepedelenli Ali Paşa'nın yanında kalan grubun serüvenleri, bu nedenle incelemede 'Yanya Grubu' olarak adlandırılmıştır. Eserde grup üyelerinin İstanbul'a, daha sonra Ragusa üzerinden söz konusu dönemde Fransa'ya ait olan Ankona'ya dönüşleri anlatılmaktadır. Pouqueville Kasım 1798'de yolları ayrılan ve tüm tutsaklık süresince yazarla bir daha hiç karşılaşmayan subayların, Fransa'ya döndükten sonra anılarını yayınlamasına izin verdiğini, hatta desteklediğini belirtmektedir. Arnavutluk başlıklı bu cilt, Mora Yarımadası'nın kuzeybatı kıyısında, Roma İmparatorluğu döneminde Epir, Osmanlı döneminde ise Karlı-ili olarak adlandırılan bölgeyi kapsamaktadır. Günümüzde Yunanistan sınırları içinde kalan ancak eserin yazıldığı dönemde idari olarak Mora'dan ayrı olduğu içinyazar tarafından Arnavutluk olarak adlandırılan bu bölge, dağlık bir alan olması nedeniyle basıldığı dönemde diğer ciltlerde anlatılan coğrafyalara göre Avrupa'da en az bilinendir.

Eseri oluşturan her cildin başında, içeriğine uygun olarak bir berberi kaptan, Yedikule Hisarı ve bir Arnavut askeri çizimi bulunmaktadır. Ayrıca üçüncü cildin başında Fransa Dışişleri Bakanlığı Coğrafya uzmanı Barbié du Bocage tarafından kaleme alınmış Epir Bölgesinin kısa bir tarihi ve Yanya şehir haritası ile ikinci ciltte Tripoliçe bölge haritası yer almaktadır. Birinci cildin sonunda Mora'daki Magne bölgesini içeren onbeş sayfalık metinden bağımsız bir bölüm, üçüncü cildin sonunda ise dizin ve sözlük bulunmaktadır.

Pouqueville 1770 yılında Fransa'nın Normandiya bölgesinde doğmuştur. Aldığı dini eğitim ile yirmiiki yaşında bölge papazlığı görevine kadar yükselmiş, ancak Devrim'in Kiliseye karşı olan baskıcı rejimi sonrasında bir süre -1795'de Merlerault, Normandiya- Belediye Başkan yardımcılığı görevinde bulunmuştur. Daha sonra Paris'te tıp eğitimine başlayan Pouqueville 1798 yılında birlikte çalıştığı doktorla, General Bonaparte'ın ordusunda Mısır Bilim ve Sanat Komisyonu'nunda sağlık görevlisi olarak Mısır Seferi'ne katılmıştır. Pouqueville, aynı yılın Kasım ayında bozulan sağlığı nedeniyle ülkesine geri dönerken, bulunduğu gemi “korsanlar” tarafından ele geçirilmiştir. Bâb-ı Âlî'nin Fransa'ya resmen savaş ilanını öğrenen “korsanlar” tarafından Osmanlı yerel mülki amirine teslim edilen yazar, sert hava şartları nedeniyle kış mevsimi boyunca Tripoliçe'de (Tripolitza) tutulmuştur. Haziran 1799'da İstanbul'a sevk edilen yazar Yedikule Zindanı'nda iki yıldan fazla -yirmibeş ay- tutuklu kalmıştır. Serbest bırakıldıktan sonra deniz yoluyla Fransa'ya dönen yazar, Paris'te Doğu Vebası konusunda hazırladığı Doktora Tezini üstün başarıyla vermiştir. 1805'de, tutukluluk anılarından derlediği eserinin yayınlanmasından sonra -Eylül ayında- Bonaparte tarafından Yanya’ya Fransız başkomiseri olarak atanmıştır. Bölgede artan Rus baskısına karşı Fransa ile yakınlaşan Tepedelenli Ali Paşa ile başlangıçta ilişkileri oldukça iyi olan yazarın, özellikle 1807 yılında Rusya ile Fransa arasında imzalanan Tilsit anlaşması sonrasında Yedi Ada'nın Fransa hakimiyetine geçmesiyle ilişkileri bozulmuş ve Yanya'da 8 yıl ev hapsinde tutulmuştur. 1815'de Patras'a konsül atanan Pouqueville ertesi yıl Paris’e geri dönmüştür. Pouqueville, 1819'da “Académie des inscriptions et belles-lettres” muhabirliğine kabul edildikten sonra ardarda diğer yapıtlarını yayınlamıştır: 1820-1822 yılları arasında Voyage dans la Grèce, 1824'de ise Histoire de la Régénération de la Grèce. Kısa sürede her iki eseri de ikinci kez basılan ve 1827'de Akademi'ye asil üye seçilen yazarın, Akdeniz ticaretinde Fransız kurumları üzerine yaptığı sunum, makale olarak aynı yıl Kraliyet Akademisi (Mémoires de l’Académie Royale) yayınevi tarafından yayınlanmıştır. Bunlara ek olarak, bibliyograf Quérard, 1821-1830 yılları arasında değişik gazetelerin politika sayfalarında Yunanistan ile ilgili makalelerin neredeyse hepsinin Pouqueville tarafından yazıldığını belirtmektedir. Son olarak 1835 yılında ansiklopedik bir kaynak olan, L'Univers'de “La Grèce" kitabı yayınlanan Pouqueville son senelerinde kendisini Mme de Chateaubriand ile hayır işlerine vermiş ve 20 Aralık 1838'de Paris'te ölmüştür.